Dark Light

Blog Post

Haber Tech > OYUN > Assassin’s Creed Mirage İnceleme

Assassin’s Creed Mirage İnceleme

Assassin’s Creed serisi ile yıllardır diyar diyar dolaşıyoruz. Bizim gibi serinin takipçileri bilecekler ki bir önceki bölümde kuzey topraklarına gitmiş ve Viking kardeşlerimizi İngiltere’ye taşıyarak yeni bir yuva yolculuğuna çıkarmıştık. Ubisoft’un RPG öğeleriyle bezediği Viking temalı, gelişmiş ve derslerin çıkartıldığı bir Odyssey olduğunu söyleyebileceğimiz Assassin’s Creed Valhalla’nın PlayStation 5 platformunun ilk Assassin’s Creed oyunu olması gibi bir özelliği de vardı. Şimdi ise yenisi geldi! Ve karşınızda Assassin’s Creed Mirage.

Evet. Origins, Odyssey ve Valhalla 3’lüsünden yorulanlar burada mı? Güzel. Size iyi bir haberimiz var: Mirage o kadar yorucu değil. Ubisoft, Mirage’da serinin son 3 oyununun açık dünya öğeleriyle oyuncuyu o kadar çok yorduğunu ve köklerine dönmesi gerektiğini anlamış olacak ki Mirage ile bunu tamir etme kararı almış. Ama son 3 oyunda edindiği bilgi ve birikimi de unutmadan! Aslında yapımcı şirket daha önce incelediğimiz Valhalla’da da Hidden Blade ile köklerine dönüş sinyallerini vermiş ve gizlilik temasını öne çıkarmaya başlamıştı; Mirage ile bunu tamamlamış; üstelik RPG öğelerini ortadan kaldırarak ve açık dünya temasını dizginleyerek.

Buna geleceğiz, ancak önce Mirage’ın hikayesine ve ana karakterimiz Basim’e yakından bakalım. Mirage, bizi 9’uncu yüzyıl Bağdat’ına götürüyor. Alamut Kalesi’ni inşaat halindeyken görme şansına eriştiğimiz oyunda, Valhalla’dan tanıdığımız Basim’in basit bir sokak hırsızından usta bir suikastçiye dönüşümüne ve The Hidden Ones olarak da anılan suikastçi tarikatına katılışına tanıklık ediyoruz.

Basim’in hikayesi ve suikastçılığa yükselişi, 15 – 20 saat kadar süren gizem, keşif ve muhteşem karakter gelişimiyle dolu. Asgari düzeyde modern hikaye anlatımıyla Mirage, Bağdat’ın altın kaplamasının altında yatan çürümeyi temizleme etrafında dönen bir dizi odaklanmış sinematik hikayeyle başlıyor ve Basim’in hedefi olan “Kadim Tarikat”ın gizemini çözmeye kadar uzanıyor.

Ubisoft’un bu oyunda, birçok oyuncu için kafa karıştıran açık dünya etkileşimlerinden sıyrılıp daha çok hikayeye odaklanması, ana karakter ile daha fazla özdeşleşebilmemize ve oyun süresince kendimizi hikaye örgüsüne daha çok kaptırmamıza zemin hazırlamış. Yani serinin son 3 oyunundan daha çizgisel yapıda geçen bir oyun var karşımızda ki bu, bir savaşçıdan çok suikastçi olduğumuz gerçeğini ele alması bakımından da doğru bir adım.

Evet, tahmin edebileceğiniz gibi gizlilik temaları bu oyunda ön planda. Yani öyle önceki oyunlardaki gibi yaldır yaldır ilerleyemiyoruz. Gizliliği korumalı ve gölgelere daha fazla sığınarak yol almalıyız. Fakat bu Basim’in kılıcı ve hançeriyle baş edemeyeceği anlamına gelmiyor. Yine de saptırma, savuşturma, kaçma ve zamanlamaya daha fazla kafa yormalısınız. Düşmanlara bodoslama girmek kötü sonuçlar doğurabiliyor; bunun yerine sabırlı ve analitik bir yaklaşım benimsemeniz daha başarılı olmanızı sağlayacak ki zaten serinin özlediğimiz en güzel yönlendirinden biri de bu. Çevre araştırması yapmak için kartalımız da emrimize amade.

Bağdat da gizlilik konusunda çok elverişli bir ortam. Saklanabilecek ve gölgeler arasında ilerleyebileceğiniz sayısız yer içeriyor. Diğer yandan parkur yapabilmek için de öyle. Tırmanılacak, içinden geçilecek bir sürü bina içeriyor o dönemin Bağdat’ı. Bu da parkur konusunda yeteneklerini konuşturmayı seven Basim’e ideal zemini hazırlıyor. Güzel düşünülmüş parkur güzargahları oyunu zenginleştirirken özellikle sallanabileceğimiz askıların dönmüş olması da parkura hız kazandıran detaylardan.

Mirage’da RPG öğeleri ortadan kaldırılmış dedik. Peki, bu ne anlama geliyor, bir yetenek ağacımız da mı yok? Hayır, yetenek ağacımız var. Phantom, Trickster ve Predator şeklinde 3 ana başlık altında toplanmış şekilde bir yetenek ağacı mevcut. Buradaki yetenekleri hikaye örgüsünde ilerleyerek ve görevleri tamamlayarak elde edeceğimiz yetenek puanları ile açabiliyoruz. Bunun yanı sıra tabii ki silahlarımızı da geliştirebiliyoruz.

Oyundaki dövüş sistemi Valhalla’daki gibi direkt saldırma yerine daha çok saklanarak ve tuzaklar kurarak öldürme üzerine kurulmuş. Kaldı ki zaten Basim o kadar dayanıklı bir karakter değil. Düşmanlara yakalanınca savaşması zor; bunda düşmanların sırayla değil, toptan saldırmasının da payı var pek tabii. Buna bir de dövüş sisteminin hantal olmasını eklediğimizde, zaten gizlenerek ilerlemekten başka şansımız kalmıyor. Kılıç saldırı hareketleri çok hantal, Parry olayı da buna dahil. Geliştiricilerin bunu oyunu gizlilik odağına taşımak için yaptıkları açık. Yani kalabalık gruplara saldırmadan önce tekrar düşünmenizde fayda var.

Mirage’da RPG öğeleri kaldırılmış ama açık dünya var. Yalnız bu Valhalla’daki kadar geniş değil. Buna kimileri sevinir, kimileri üzülür ama hikayeye odaklanmaya katkıda bulunan bir gelişme olmuş bizce. Açık dünya, oyunun atmosferini iyi yansıtıyor ve bu kısmi açık dünyada yan görevler de pek tabii mevcut; bunlarla oyun süresini artırabiliyorsunuz, ancak bunları hikaye anlamında çok etkileyici bulmadığımızı da söyleyelim.

Öte yandan açık dünyada pusula yardımıyla görevleri aramaya çalışırken sonraki görev için odağınızı kaybetme ihtimaliniz çok yüksek. Bu arada görev listesinde de değişiklik olmuş. Valhalla’da ve önceki oyunlarda sırasıytla görev listeleri bulunurdu. Mirage’da ise hedef tahtası üzerine ikonlar çıkıyor ve bu ikonların etrafında görevler beliriyor.

Mirage’ın beğenmediğimiz bir diğer yanı da gizlendiğiniz anlarda kamera açısının yakınlaşması. Bu, zaman zaman gizlendiğiniz yere göre etrafı görmenizi zorlaştırabiliyor. Hah, bir de yapay zeka. Yapay zekanın kötü olması, kalabalık gruplara suikast eylemlerinizi güçlendiriyor ama gerçekçilikten uzaklaştırıyor. Bizce geliştirici ekip buradaki dengeyi doğru kuramamış.

Assassin’s Creed Mirage, PlayStation 5 performansı ise -beklenebileceği üzere- fazlasıyla başarılı. 4K’da 60 FPS şahane çalışıyor ve görsellik sizi oyunun atmosferine sıkı sıkıya bağlıyor. Özellikle yüksek kare hızı modunda oynamanızı tavsiye ediyoruz, ancak kalite modunda belirgin şekilde daha fazla ayrıntı göze çarpıyor. Elbette yalnızca PlayStation 5 sahipleri değil, PlayStation 4’ü olanlar da Assassin’s Creed Mirage’ı oynayabiliyor. Bu arada Dualsense’in uyarlanabilir tetiklerinin bu oyun için desteklenmediğinin altını çizmekte yarar var, Valhalla da Dualsense’in yeteneklerinden yararlanamayan bir oyun olmuştu ne yazık ki. Ne adaptif tetik tuşlarından ne de hoparlör desteğinden yararlanabiliyorsunuz. Titreşimlerse pek tabii ki var.

Sonuç

Evet, sonuç olarak toparlarsak, Assassin’s Creed Mirage serinin köklerine dönen başarılı bir yapım olmuş. Odağına hikayeyi alması ve gizlilik temasına geri dönülmüş olması özlediğimiz detaylar. Basim’in basit bir sokak hırsızından usta suikastçıya uzanan tempolu yolculuğu, gizlilik odaklı aksiyonu, entrikaları ve fazlasıyla serinin hayranlarını memnun edecek bir yapım. Bahsettiğimiz eksikleri de olmasa, serinin muazzam bir halkası olabilirmiş. Ancak bu haliyle de 2023’ün en keyifli oyunlarından biri olmayı başarıyor.

KÜNYE

Yayıncı: Ubisoft
Geliştirici: Ubisoft
Tür: Aksiyon
Platform: PlayStation 5, PlayStation 4, PC, XOne, Series X/S
Web: www.ubisoft.com